YAĞCIOĞLU KÖYÜ
YÖRÜKLER  
  Ana Sayfa
  Ziyaretci defteri
  Honamli Yorukleri
  => Honamlıdan Türeyenler
  => Honamlının Komşuları
  => Honamlının Soyu
  Yörüklük
  Yörük Çadırı
  Soy Kütüğü
  Iletisim
  Yörüklerde Çul ve Deve
  Koyden Haberler
  YAĞCIOĞLU FORUM
  Sayaç
  Saklı sayfalar
  Müzik Dinle
  Oyunlar
  Harita
  Yörük Oyunları
  Polatlı Canlı Yayın
  Polatlı Köy Haritası
  Köy Fotoları
  Deneme
Honamli Yorukleri
 

Genel Olarak Yörük Boylarının İncelenmesi

"KÖYÜMÜZ TÜRK ÖRF ve ANANELERİNE BAĞLI, İSLAMİ VECİBELERİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞAN BİR YÖRÜK KÖYÜDÜR" 

       Yörük, yürüyen insan demektir.

       Türkler, ilk yurtları olan Orta Asyadan kalkıp değişik yönlere, bu arada Anadoluya yürüye yürüye geldikleri için, yürüyen insan anlamında olmak üzere yörük adını almışlardır. Başlangıcında yürük olan bu söz, sonradan söylemedeki kolaylığı nedeniyle "yörük" biçimine dönüşmüştür.

       Her ne kadar "yörük" sözcüğü Türklerin Orta Asyadan yürümeye başlaması üzerine ortaya çıkmışsa da aslında bu söz Türk sözü ile anlamdaştır.

       Törük=Türük=Yörük

       Bu üç sözün üçünün de anlamı birdir ve Güçlülük demektir. Bu nedenle ha TÜRK denmiş ha YÖRÜK denmiş bir farkı yoktur.

       Ancak bu gün Türkiyede toplumun bir kesimi, ötekine yörük olarak bakar ve öyle hitap eder. Buradaki yörüğün anlamı, farklıdır. Törük=Türük=Yörük ve "güçlülük" değil, dağda gezen, dağda yaşayan hayvancılıkla geçinen birazda kaba saba insan gibi. ama yanlış bir düşüncedir ve bunu kökeni türk olmayan zihniyettekiler söylerler...

       Oysa bu olaya tarih açısından baktığımızda Türkler yalnız Ana yurtlarından göçmeye başladıklarında yürüyüp hayvan peşine takılmış değillerdir. Orada da hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Yalnızca pek azı yerleşik durumdaydı. Yerleşik olmak, yani tarımla uğraşmak daha kolaydı. Her gün aynı yerde çalışmak, aynı ev içinde yaşamak, aynı toprağı işlemek. Buna karşılık hayvancılıkla uğraşanlar, daha zorlu bir yaşamın içindeydi. idi. Bunlar; dağda, bayırda, açık yerlerde, karda, kışta idi. Bu işi başarmak çok zor olduğundan bunlar kendilerini daha kahraman, daha becerikli görüyorlardı. Bu nedenle pısırık saydığı yerleşiklere yukarıdan bakıyor ve onlara "Yatuk" diyordu. Yatuk, yatıp kalan tembel, aciz insan demektir.

       Türkler Türkçe konuşurlar.

       Türk soyu içinde Türkçeyi en iyi konuşan ve bu dili bozmadan günümüze kadar yaşatan en önemli Türk boyu, Oğuzlardır.

       Oğuzlara ve Yörüklere târihte Türkmen dendiğini de biliyoruz.

       Tarihi bu açıdan incelediğimizde, Müslüman olmayan Türklerin Müslümanlığı kabul etmiş olanlara "Türkmen" diye hitap ettiğine rastlıyoruz.

       Müslümanlığı kabul etmiş olan ilk Türk Elinin Orta Asyada, Balasağun ile Mirki arasında yaşayan Türkler olduğunu görüyoruz. İlk olarak ötekiler bunlara Türkmen demişlerdir.

       Oğuzlar, Müslümanlığı kabul edince kendi dışındakiler Türkmen deseler de, onlar atalarının adına bağlı kalıp Oğuz olarak anılmayı yeğlemişlerdir.

       Honamlı Yörükleri ise, kendilerinden önce yerleşmiş yörüğe yada köylüye Türkmen derler.

       Ne var ki Oğuzlar ne yaparlarsa yapsınlar, 13. yüzyıldan sonra Oğuzun yerini hemen hemen "Türkmen" almıştır. Çünki İslamiyet, l0. yy. dan başlayarak Oğuzlar arasında yayılmaya başlamış ve 11. yüzyılda bu din Oğuzların egemen dini olmuştur.

       Gaznelileri yenerek, Horasanda devlet kuran Selçuklular (1040), büyük bir Oğuz kümesini çevresinde toplamayı başardı. Selçukun oğulları Tuğrul ve Çağrı Beylerin ve özellikle Çağrı Beyin üstün çalışmaları sonucunda kurulan bu devlet dağılmakta olan Oğuz Türklerinin toplanmasına önemli ölçüde dayanak oldu.

       Daha sonra işbaşına geçen Selçuk Beyin torunu Alpaslanın, Bizans Kralı Romen Diojen ile yaptığı Malazgirt savaşından sonra Oğuzlar için Anadolunun kapısı açılmış oldu.

       Ancak bu savaşı Alpaslanın kazanmasında, Bizans ordusundaki Oğuzların ve özellikle Peçenek Türklerinin Alpaslan ordusuna geçmesinin, çok önemli etkisi olmuştur.

       Şimdi burada, nasıl olurda Bizans ordusunda Türk askeri bulunur diye bir soru akla gelebilir. Zaten böyle bir sorunun sorulması da gerekir.

       Açıklayalım:

       Oğuzların yirmi dört boyundan birisi olan Peçenekler, Orta Asyadan kalkınca, sadece İran üzerinden Anadoluya gelmiş değillerdir. Asıl önemli kolu, Hazar Denizinin kuzeyinden Avrupa içlerine sarkmış, orada bazı sürtüşmelere girmek zorunda kalmıştır. Hazarın Kuzeyinde yeni gelişmekte olan Rus Beyliği (Knezliği) ile savaşlar yapmış, bu savaşlarda bazı yenilgiler nedeniyle Balkanlara inmiştir.

       Bu sırada Bizans Devleti Rus Beyliğinden rahatsızdı. Bu bakımdan Bizans, Peçeneklerle anlaşmaya girdi. Zaten Peçeneklerde, iktidar yüzünden ikiye ayrılmıştı. Bu ayrılmadan sonra Peçeneklerden bir bölümü, Bulgaristana yerleştirildi. Diğer bölümü ise Bizans ordusunda görev aldı. Hatta kısa süre içinde Bizans ordusunda ki Peçenek birliklerinin sayısı oldukça çoğaldı.

       Bizans Devleti, bu sırada doğudan gelmekte olan Selçukluların baskısı altındaydı. Bizans, doğudaki bu büyük tehlikeyi yine onlar gibi savaşçı bir topluluk olan Peçenekler sayesinde önlemeyi düşündü. Bu amaçla 15 bin Peçenek atlısını sallarla ve gemilerle Üsküdara geçirdi. Sonrada salları ve gemileri geri çekti. Amacı, onları Selçuklularla savaşmaya zorlamaktı,. Ancak Peçenekler, kendi soydaşlarıyla savaşmaya sürüldüklerini anlayınca, atlar üzerinde yüze yüze İstanbul yakasına geri geçtiler. Ne var ki yinede Bizans ordusu içinde kalanlar oldu.

       Türk askeri bu nedenle Bizans ordusunda yer almış bulunuyordu.

       Selçukluların Anadoluda devlet kurmasından sonra, bir Türk hareketi daha oluyordu. Bu kez Rumelide bulunan Tekfurlar, savunmasız kalınca, kendilerini korumak için Anadoludaki Türk beylerinden yardım istediler. Bu yardımı asker olarak değil, göç ederek gelecek halktan olmasını koşul olarak öne sürmüşler. Tekfurlar, gelecek bu halkı yaşadıkları yerlerin çevresine yerleştirip, dıştan gelecek saldırıları önlemeyi düşünüyorlardı. O zaman için Türklerin başkenti Konya idi. Bu istek üzerine, Anadoludan Rumeline çok sayıda Türk, yani yörük göç etti. Bu durum üzerine oradaki öteki Tekfurlar da bu modaya uyup Türk çağırdılar. Başkentin Konya olmasından dolayı o zaman için bu Türklere Konyar, denmişti.

Yeni sayfanın içeriği
BU SİTE YAPI AŞAMASINDADIR.  
 

Bu Siteyi Nasıl Buldunuz?
çok berbat 0%
iğrenç 4%
olmasada olurdu 4%
ehh işte 0%
güzel tşkler 92%
25 toplam oy:


 
DÖVİZ  
  döviz ekle  
SON DAKİKA  
 





-Web-Uzmanı
 
IP ADRESİNİZ  
  ip-numaram.com IP adresi  
HAVA DURUMU  
 
 
TASARIM Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol